Bu kez türlüyü küçük güveçte yaptım.
Sevgili Berna'ya ithaf ediyorum...
Kışın soğukta hele hastaysanız bir kase çorba ilaç gibi geliyor.
Noodlla yani Çin eriştesiyle markette dolaşırken kuzenim Hüseyin'in önerisiyle tanıştım. Kuzenimden tarif alarak tavuklu soslu yaptım. Bana kalırsa bu noodlın bizim eriştemizden pek farkı yok. Bir dahaki sefere yüzde yüz yerli erişteyle yapmayı düşünüyorum.
Bu tarif eskiden beri yaptığımız bir tarif.Yalnız margarin yerine artık tereyağı kullanıyorum.Bu tarife çok yakın bir de kurabiye tarifi de var. Adı, perişan. Onun tarifini sonra vereceğim.
Ispanaklı kek hem kolay yapılıyor hem de çok lezzetli bir kek. Ispanak yemeyen çocuklara da kolayca yedirebilir ve hatta" fıstıklı kek" diye şaka yapabilirsiniz.
Arkadaşım Çiğdem, kızı Mavisu'yla birlikte yapmış bu yemeği.Fotoğraflamış ve göndermiş.Aynen aktarıyorum.
Mavisu'nun yaptığı mantılar...
Bunlar da Maviş'in mantı yaparken çekilmiş elleri.Fazla söze gerek yok...Sivas Mantısı tarifini TV’de Kültür Aşı programında izledim. Oradaki tarifte iç malzemesi patates püreli, mercimekli kıyma idi. Ben klasik mantı içi malzemesi ile yaptım. Ama bir gün özgün tarifteki gibi de deneyeceğim.
İnternet ortamında pek çok sitede ufak tefek farklılıklarla bu mantının tarifine rastlayabiliyorsunuz. Beni bu mantının tarifinde en çok cezbeden taraf , yufka hamuru açma özürlü birisi olarak, mantının hamurunun elde açılması idi. Fakat inanın bu tarifi uyguladıktan sonra, eğri büğrü de olsa hamur açarak mantı yapmanın daha kolay olduğuna karar verdim. Çünkü hamurlara teker teker şekil vermek hakikaten çok uzun zaman alıyor. Neyse ki sonuç neredeyse mükemmeldi. Ev halkı bu mantıya bayıldı. Küçük kızım Mavisu’yu ‘yemeğini bitir’ diye uyarmak zorunda bile kalmadık. Gerçi bunda mantıların bir kısmını benimle birlikte onun da yapmasının etkisini gözardı etmemek lazım, üstelik yaptığı mantıların şekli biraz kalın ama benimkilerin aynısı idi. Şimdi gelelim tarife;
Hamur Malzemeleri:
1 Yumurta
750 gr. Un
Tuz
Alabildiği kadar su
İç malzemeleri: Sos Malzemeleri:
300-350 gr kıyma Yoğurt
1 adet orta boy soğan 3-4 diş sarımsak
Tuz İki çorba kaşığı tereyağı
Karabiber 1 tatlı kaşığı pul biber
Pulbiber 1 tatlı kaşığı kuru nane
Yapılışı: Un, su, tuz ve yumurtayı orta sertlikte bir hamur elde edene kadar yoğurun. Hamurun üstüne nemli bir bez kapatıp bir kenarda yarım saat kadar dinlenmeye bırakın. Ayrı bir yerde 1 adet soğanı incecik rendeleyin veya robottan geçirin. Kıyma, arzu ettiğiniz kadar tuz, karabiber, pul biber ilave ederek iyice karıştırın. Dinlenmekte olan hamurunuzdan fındıktan daha irice yumaklar ayırarak unladığınız bir kaba sıralayın. Yumakların her birini olabildiğince incelterek elinizde küçük daireler oluşturacak şekilde biçimlendirin. İç harcınızdan yine fındık büyüklüğünde hamurunuzun ortasına yerleştirin ve yarım ay şeklinde kapatın ve mantılarınızı unladığınız bir tepsiye dizin. Büyük bir tencerede biraz tuz ile suyu kaynatın. Mantılarınızı kaynayan suya atın ve suyun yüzeyine çıktıklarında servis tabağına alın. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve tereyağında kızdırılmış nane ve pul biberi ilave ederek sıcak sıcak servis yapın.
-3 adet yumurta sarısı
-1 su bardağı pudra şekeri
-1 paket oda sıcaklığında tereyağı
-1 paket kabartma tozu
-1 su bardağı kadar dövülmüş ceviz içi
-Aldığı kadar un
Üzerine :
-Yumurta akı ,yeteri kadar yarım ceviz içi
YAPILIŞI
Tereyağı ile pudra şekeri iyice karıştırılır. Sırasıyla yumurta sarıları, kabartma tozu ve azar azar un eklenir. Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edildiğinde dövülmüş cevizler de katılır.Ufak parçalar halinde kopardığımız hamur yuvarlanıp yağlı kağıt serili fırın tepsisine biraz aralıklı olarak yerleştirilir.Her kurabiye yumurta akına batırılıp üstüne yarım ceviz konur.Önceden ısıtılmış 180 C fırında fazla kızartmadan pişirilir.
17 Aralık arkadaşım Sema'nın doğum günüydü. Ona Şeraz'ın da yardımıyla bu pastayı yaptık.Tarif daha önce yayınladığım gülen pasta tarifiyle hemen hemen aynı.Sadece sosu ve süslemesi biraz farklı. Sevgili arkadaşım Sema'ya bir kez de buradan" iyi ki doğdun,iyi ki varsın"diyorum...
İşte bu da benim yaptığım kalişer.Tunay 'da yediğimiz kalişer o kadar güzeldi ki ben de yaptım.Yoğurdunu tabağın kenarına koydum.
Kalişer adından da anlaşılacağı gibi doğu yöremize ait bir yemek.Bu yemeği arkadaşım Tunay yaptı.O yaptığı her yemekle bizi şaşırtmaya devam ediyor. Görünüşü nasıl bilmiyorum ama tadı bir harika. Denerseniz çok beğeneceğinizin garantisini verebilirim.
Küncülü kömbe unutulmaya yüz tutmuş yöresel lezzetlerimizden.Elazığ yöresine ait bir lezzet.
Küncü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da siyaha çalan susama verilen ad. Küncü alınır,yıkanıp kurutulduktan sonra tavada veya sacda kavrulur ve sonra dövülerek ezilir.Bu işlemi rondoyla da yapabilirsiniz.Ezilen küncünün kömbesi (böreği) yapılır,kahvaltıda sade veya pekmeze karıştırılarak yenebilir.Yukarıdaki resimde gördüğünüz ezilmiş küncüyü canım annem ve babam hazırlayıp göndermişler...
